Kentsel Dönüşümde İtiraz ve Davalar

Kentsel Dönüşümde İtiraz ve Davalar

 Kentsel dönüşümün kanuni dayanağı “6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” dur. 6306 Sayılı Kanun’un 1.maddesinde, bu Kanun’un amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu belirtilmiştir.

Bir diğer kanun ise 5393 Sayılı Belediye Kanunudur. Kanunun 69’uncu maddesinde belediyelere arsa ihtiyacı karşılamak ve kentleşmeyi sağlamak amacıyla yetki verildiği görülmektedir. Kanunun 73. maddesinde; “Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarım yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya birkaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır’’ hükmüne yer verilmiştir. 73’ncü maddeden anlaşılacağı üzere kanunda hem sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın geliştirilmesi ve korunması hem de fiziki koşulların iyileştirilmesi için kentsel dönüşüm projeleri yapılabilmektedir. Kentsel dönüşüm ile ilgili Gecekondu kanunu, Kamulaştırma kanunu, Toplu Konut Kanunu ve İmar kanunu gibi başka kanunlar da karşımıza çıkmaktadır.

Kentsel Dönüşüm Kararına İtiraz

Kentsel dönüşüm kapsamında ilk olarak idare risk taşıyan yapılar için risk tespit raporu düzenler. Buna müteakip idare risk taşıyan bu yapılar için kentsel dönüşüm kararı alır. Bu karar sonucunda, yapı maliklerinin ve kanuni temsilcilerinin bu karara karşı itiraz hakkı doğar. Önemle vurgulanması gereken bir diğer nokta da hak sahiplerinin itirazına konu olabilecek konu risk tespit raporunun içeriği değil, risk tespitinin kendisidir. Yürürlükte olan kentsel dönüşüm yasası kapsamında ilgili taraflar tebliğden itibaren 15 gün içerisinde riskli yapının bulunduğu yerdeki İl Müdürlüğü’ne dilekçe ile itiraz etme ve kentsel dönüşüm davası açma hakkına sahiptirler. Burada gündeme gelecek olan dava risk tespit raporuna karşı idari yargıda iptal davasıdır ve dava açma süresi 30 gün olarak belirlenmiştir.

Kentsel Dönüşüm Dava Çeşitleri

Kentsel dönüşüm sürecinde karşımıza çıkacak olan temel davalar idari yargıda açılan iptal davası ve tam yargı davasıdır.

Bu davalardan ilki olan iptal davası, yapı risk tespit raporuna veya kentsel dönüşüm kararına karşı 6306 sayılı kanuna göre 30 gün içinde açılmalıdır. Bu davanın konusu idarenin işlediği fiiller değil, bizzat aldığı karardır. Yani bu dava alınan bir kararın iptal edilmesi için açılır.

Kentsel dönüşümde karşımıza çıkan bir diğer dava da yine idari yargıda açılan tam yargı davasıdır. Bu dava ise bizzat idarenin işlediği fiillerden doğan zarar için açılır. Bu davada davacı idarenin işlediği fiil sonucu meydana gelen zararın tazmini yönünde talepte bulunur. Söz gelimi idare aldığı kentsel dönüşüm kararını icra etmiştir. Ve neticesinde vatandaş bakımından zarar meydana gelmiştir. Bunun sonucunda kişi bu zararın tazmini için tam yargı davası açar.

Risk Tespit Raporuna Karşı İtiraz Yolu

Yapı maliki veya Bakanlık tarafından yapılan talep üzerine, ilgili yapı üzerinde incelemeye yetkili kuruluşlar tarafından birçok husus göz önünde bulundurularak, yapının riskli olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılır. Maliklere yapının riskli yapı olduğu hususu bildirilirken buna ek olarak, ilgili yapının bu bildirimden 60 gün sonra yıkılacağı ve 15 gün içerisinde riskli yapı tespit raporuna itiraz edilebileceği de bildirilir. Bu bildirim kendisine ulaşan yapı ve hal sahiplerinin, 15 günlük itiraz süresi içinde riskli yapı tespit raporuna itiraz etmeleri mümkündür. İtiraz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yapılır.

Risk Tespit Raporuna Karşı İptal Davası

Risk tespit raporu, niteliği gereği bir idari işlem olduğundan bu idari işlemin iptali için idari yargıda iptal davası açmalıdır. Yapının riskli olduğuna ilişkin bildirim kendisine ulaşan hak sahipleri, bu karara karşı itiraz yoluna başvurabilecekleri gibi direkt olarak bu kararın iptali için 30 gün içinde iptal davası da açabilirler. Ayrıca itirazın olumsuz sonuçlanması halinde de iptal davası açmak mümkündür.

Hak sahipleri risk tespit raporuna karşı idare mahkemesinde iptal davası açar. Eğer mahkeme işlemi hukuka aykırı bulursa bu işlemin iptaline karar verir. Şayet mahkeme, hak sahiplerinin iptalini istediği idari işlemin hukuka aykırı olmadığı kanaatine varırsa davanın reddine karar verir. Bu kararlara karşı kanun yoluna gidilebilir.

Risk tespit raporuna karşı iptal davası hakkında risk raporu düzenlenen yapının bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme ise idare mahkemesidir. Çünkü burada risk tespit raporu idarenin tek taraflı işlemi olarak yapılmaktadır.

Risk tespit raporuna karşı iptal davası, eğer başvurucu ilk olarak idareye itiraz dilekçesi verdiyse bu itirazın reddinden itibaren 30 gün veya idareye itiraz etmeyip direkt mahkemede dava açacaksa bu risk tespit veya yıkım kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gündür.

Kentsel dönüşüm sürecinde avukatla çalışmanın büyük önemi vardır. Bu sürecin mutlaka belli kurallar çerçevesinde gitmesi ve belli düzenlemelere uyması gereken maddeleri vardır. Sağlıklı bir şekilde sürecin tamamlanması için avukat ile çalışmanız gerekir. Bu aşamada gözden herhangi bir şeyin kaçması demek sürecin tıkanması hatta tamamen durması anlamına gelebilir. Avukatınız size sürecin sorunsuz işlemesi ve sürecin takılmaması için gerekli desteği verecektir. Bu nedenle bu konuda bir avukata danışmakta fayda vardır.

 

İşbu bilgilendirme içerikli makale içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye ya da hukuki görüş niteliği teşkil etmemekte olup, bu makalede ki değerlendirmeler nedeniyle herhangi bir şekilde Apan-Dilek Avukatlık Bürosu’na sorumluluk yüklemek mümkün değildir. Bu bilgi verici makale içeriğindeki soru ve sorunlarınız bakımından bir hukukçudan bilge ve görüşü alınması tavsiye edilir.